Ülkemizde ulusal dağıtım adıyla başlatılan Pardus projesi en sonunda Tübitak eliyle katledildi. Başından beri bu projenin ilerleyeceğine inancım yoktu amam bilerek ve isteyerek desteklemeye çalışmıştım. Sonrasında proje içerisinde yer alan insanların tutumları Pardus'un KDE de ısrarı nedeni ile yavaş yavaş terketttim pardusu. Şimdilerde geliştirme ekibi diye bir şey kalmamış, debian üzerinde yeniden geliştirileceği duyurulmuş ama Debian logolarının değiştirilmesinden başka hiçbir şey yapılamamış garip bir mutasyon var ortada. Fatih projesinde akıllı tahtalarda yeni debian çakması pardus var ama öntanımlı olarak windows var yine. Eposta listelerinde, bloglarda sosyal medyada herkes birbirine bok atıyor, herkes bir şeyleri eleştiriyor. İçlerinden bir tanesi çıkıp çözüm şurdadır demiyor.
Milletçe varolan kahraman sorunumuzdan kaynaklanıyor bence bu, hala bir Atatürk bekliyoruz her konuda aramızdan bir çoban çıkmayınca hiçbir şeyi başaramıyoruz. Sistem bizi böyle yetiştirmiş özgüvenimizi kırıp çoban olmadan yapamayacağımızı empoze etmişler bize. Hiç bir konuda halk olarak bir araya gelememişiz. Solcu-sağcı, Alevi-sünni, Türk-kürt derken bu bölünme gündelik yaptığımız işlere kadar yansımış. Linux geliştirmek için bile senelerdir kavga ediyoruz. Sistemin yetiştirdiği koyunlarız hepimiz. Modern toplumları yönetiyormuş gibi görünen hükümetlerde amaç budur. Üretmeyen tüketen, yapamayan büyük şirketlerden alan, dışa bağımlı köle gibi çalışıp yorum yapmayan bir toplum yaratmak. En yakın örnek ülkemiz bakın 80 ihtilalinden sonra ne hale geldik.
Şimdi Bill amcanın uşağı olmuş onun cebini doldurmuş, oturduğu yerden billin firmasına senede yüzbinlerce dolar lisans ödeyip, üstüne birde destek satın alan ama halkın vergileriyle maaş alan bir ihaneti seyrediyoruz. Bir şeyler yapamayalım diye sanki bir şeyler yapıp bize önderlik ediyormuş gibi görünen bir Tübitak ve bürokratlar ihanetidir bu. Kimse rahatını bozmayacak dışa bağımlı olmamak veya lisans bedeli ödememek adına. Kurulu bir sistem var herkes memnun rant yürüyor, işler yürüyor dışa bağımlı olmak kimsenin umrunda değil hayat şartları öyle bir hale gelmişki sırat köprüsünde yürüyoruz işte kimse bir şeyin yerini değiştirmeye cesaret edemiyor. Korkuyoruz hep beraber.
Şimdi buradan sesleniyorum tüm LKD üyelerine, Türkiye'de ben Linux gördüm diyen herkese, dışa bağımlı hiçbir şey üretemeyen başkalarının yazılımlarını, donanımlarını pazarlarız diyen halkın vergilerini dışarıya peşkeş çeken herkese, benimde çorbada tuzum olsun diyen herkese. Görünen odurki devlet eliyle bizim ülkemizde bu işler yürümeyecektir. Hala devlet içerisindeki bazı kademelerde rantlarla beslenenler güruhlar mevcuttur dolayısıyla bu iş bize düşer. Oturalım taban belirleyelim başlayalım. Kendi adıma şeref sözü veriyorum. Gece gündüz uyumadan dökümantasyonu ben yapacağım zira programlamadan anlamam ama hata bildirir döküman yazarım, test ederim. Her yerde ulaşabildiğim gücümün yettiği her yerde Linux nedir? neden özgür olmalıyızı 18 yıllık IT deneyimlerimden yola çıkarak anlatırım, koskoca tübitakın ikna edemediği bir çok yeride 1 yıl içinde ikna ederim. Bu kadarda kararlı ve inatçıyım. En büyük sorunumuz onlar gibi düşünmemektir. Kar amacı güden bir şirket kadar yırtıcı olmamaktır sorunumuz.
Kimseyi bilmiyor diye aşağılamadan eleştirenleri dinleyip yorumlayarak. Bildirilen hatalara sabırla dönerek adım atalım. Linus Nvidia firmasına sayıp sövdü diye bizlerinde birilerine sövüp saymamıza gerek yok bence. Ya birlik olup bişiler yaparız yada boş boş birbirimizi eleştirmeye ileriye doğru bir adım atamadan ot gibi yerimizde kalıp samanlaşarak bir ineğin kıçından dışarı atılmaya razı oluruz tercih hepimizin.
Özgür Yazılım, Özgür Gelecek istiyorum ben çocuklarım için sizleri bilmem.
Devamını oku ...